Sevgili okuyucular, dingil Aleksi,
Farkettiysen sana, sirf sana ozel sifat kullandim, bence degerini bil.
Bugun artik Aleksi kisisiyle ugrasmayi birakip gercek delikanli bir blogger gibi bir konu uzerinde dusuncelerimi, gozlemlerimi belirtecegim.
Konumuz Kont. Hangi kont? "Kont! Tut oglum, tutts tuts " olan kont mu? Hayir.
Bu kont bambaska. Bu kont eksi sozlukte yazar. Kendini begenmis tavri ile bir haftadir eksi'de alay konusu oldu kendisi, biz de eglenerek okuduk.
CV'sine daha yayinlanmamis makaleleri, girdigi okullarin dunya siralarini, oss'de kacinci oldugunu, gittigi kresi bile yazarak cigir acmis kendisi.
Peki neden konttan bahsettim? Sizi eksi sozlukte kont basligina yonlendirip bir blog yazisindan yilmaz ozdil cevikligiyle kurtulacagimi mi sandiniz? Asla.
Ben kont ile Aleksiyi karsilastirmak istiyorum. Neden? Ikisi de master- doktora yapiyor, ikisi de hayatini akademiye adamis, ikisi de anadolunun bagrindan gelen yakisikli delikanlilar.
Ama aleksi varya aleksi, yerim ben onu. Ne seker cocuk o. Ne bir kendini begenmislik, ne bir "ben su puani aldim" tavri, ne bir "benim okulum dunyada su sirada" hareketleri. Akademik desen var, fotografcilikta 1 numara, muzik zevki mozarti utandirir! Ekonomiden anlar, istatistik zaten ondan sorulur, gdo, genetik, menetik var allah var. Bakin, yatirimci arkadaslar, aleksi gibi bir adaminiz olsun 100 milyar borcunuz olsun o derece. O aleksi size o 100 milyari kazandirir, ustune de cebinize 200 milyar harclik koyar.
Aleksiyle ugrasmayacagim dedim, konu yine Aleksiye geldi. Neden boyle oluyor da konu hep aleksiye geliyor biliyor musun okuyucu? Onu da sen bul... (Burada goz kirpan smiley var)
No comments:
Post a Comment