Wednesday, April 6, 2011

Tornistan

Sevgili okur, cengo kişisinin son yazısında hakkımda ileri sürdüğü iddialar iftiradır ve tam olarak gerçeği yansıtmamaktadır. Cengo'nun dediğine göre ben insanoğlunun şerefsizin önde gideni olduğuna inanıyormuşum. Yalan. Çünkü ben insanoğlunun şerefsizin, yalancının, opportünistin önde gideni olduğuna inanıyorum. Cengo eksik yazmış.

Sevgili okur, hemen üstüne alınma ve "ulan biz de insanoğlu... bi dakkaa..." şeklinde tavırlar içine girme lütfen. Şüphesiz senden bahsetmiyorum. Diğer partiyi destekleyen insanlardan bahsediyorum. (Yersen).  Rahat ol. (Olabilirsen).

Şimdi bu konuya açıklık getirdiysek, diğer bir konuya daha açıklık getirmek istiyorum. O da sevgili okur, gündemden bir madde, YGS şifreleri. Şimdi sınavda şifre kullanıldı falan deniyor. Osym başkanı "şifre yok" diyor. Sonra haberler çıkıyor, "meteksan başkanı açıkladı, sorular algoritmayla karıştırıldı" diye. Mal gazeteciler soruyor sonra "e hani şifre yoktu? Algoritma şifre değil mi?" diye. Adam algoritmayla şifrenin farkını bilmiyor. İki gıdım bilgisayar teknolojisi bilse soruları karıştırmanın algoritmasız olamayacağını anlayabilirdi. Rastgele dağıtmak için de algoritma lazım. Diğer mallık da ösym de. Halk ne bilsin senin şifre ve algoritma derken iki ayrı kavramdan bahsedeceğini. Oturup düzgün anlatamıyorsun ki.

Haberleri okudukça şaşırıyorum. Adamlar oturmuş üşenmeden 1 milyon 700 bin tane ayrı soru kitapçığı hazırlamış. Neden? Çünkü dışardan içeri sınav sırasında kopya girmesin istiyorlar. Bilenler vardır, bazı dersaneler sınava parayla bazı öğrencileri, stajyer öğretmenleri falan sokarlar. Bu nispeten çalışkan öğrencilerin  tek görevleri mesela "matematik sorularını çözüp, iyice ezberleyip, sınavdan erkenden çıkmak"tır. Ondan sonra  adamın kitapçığındaki soruların cevap anahtarı çıkarılır. Mümkünse diğer kitapçıklarda nasıl olacağı bulunur rüşvet vs. ile. (Kapıdaki polisi ayarlaman yeterli çoğu zaman). Daha sonra bu cevaplar içeri sokulur. Bu işlem de çoğu zaman sınav salonu başkanının haberiyle falan yapılır. Yani sınav yapılan bir okulda kooperatif olarak kopya çekilebilir. Zaten küçük yerlerde bu insanların hepsi birbirini tanıyor. No problem.

İşte herkese ayrı kitapçığın avantajı bu. Bu türden bir kopya çekme işlemi neredeyse imkansız ya da çok daha büyük bir kooperasyon gerektiriyor.

İnsanlar diyorlar ki, algoritmayı bilen adam bütün soruları çözer o zaman. Doğrudur, çözer. Ama bu algoritmayı adam tek tek başarılı olmasını istediği öğrencilere öğreteceğine, daha basit şeyler yapar. Yani amacı bir takım insanları öne geçirmekse hakikaten, sınav sonrasında bu insanların sınav kağıtlarını yüksek puan almış gibi okutur. Kimsenin de ruhu duymaz. Demek istediğim sevgili okur, kurum kopya çekilmesine izin vermek isterse, siksen buna engel olamazsın. Yok denetim, yok kanunlara uymak zorunda falanla gelme bana. Adam isterse savcıyı da ayarlar ona bakarsan, denetimde bir şey çıkmaz yine.

Şimdi haberler var mesela, matematik testindeki soruların 30 a yakını çembersel mod ile bulunabiliyormuş. Metoda bakıyorum ben, sonra soruya bakıyorum, o soruyu bahsedilen metodla çözmek daha uzun süre alır. Dört işlem sorusu lan. Oha. 15 saniyede çözüyorum ben onu. Ayrıca matematikte 30 soru mu var, kalan soruları nasıl çözeceğiz? E matematik çözünce bitti mi? Türkçe, sosyal, fen çözmemiz gerekmiyor mu? İşte bunları anlamıyorum sevgili okur. Deniyor ki, kitapçıkların yüzde 90'ında buna benzer bir şifre ile bir çok soru çözülüyor. Fakat, istatistiksel olarak yüzde 90 aslında o kadar da yüksek bir oran değil. Statistical significance dediğimiz olay yüzde 95 falan değilse sizi kaale almazlar. Bir de "birçoğu çözülüyor", tamam da, tam olarak kaç tane? Hepsini çözemiyorsa demek ki şifre o değil. Yani şu olabilir bak sevgili okur, mal meteksan algoritmayı salak gibi basit bir şekilde yazmış olabilir hakikaten. Yani algoritmayla tüm sorular çözülüyor da olabilir. Bu algoritmayı bulan biri de çıkabilir yakın günlerde. Fakat bu yine de "algoritmayı birilerine verdiler, onlar da bütün soruları çözdü" anlamına gelmez.

Çünkü sevgili okur, tekrar iddia ediyorum, adam kopya çekilmesini istese algoritmayı tek tek insanlara öğretmektense, daha basit ve güvenli bir yol olan sınav sonrası cevap kağıtlarını değiştirme yoluna giderdi zaten. Neden yakalanması daha muhtemel ve karmaşık bir metodla kopya çektirmeye çalışsın ki.

Hem algoritma öyle basit bir şey olsaydı, cengo çoktan çözerdi bunu yani. Hatta belki de çözmüştür. Sınavdaki başarısını buna borçlu bile olabilir. Fakat bence bu cengo'yu diğer insanlardan daha kötü biri yapmaz. O da kendi ekmeğinin peşinde sonuçta.

Öyle işte sevgili okur.

No comments:

Post a Comment